Giderek büyüyen paylaşım ekonomisi insanlık kültürümüzü hızla dönüştürüyor. Bunun tercihli değil, zorunlu bir yol olduğunu dile getirenler çoğunlukta. Dünya ancak birlikte yaratan, tüketen ve paylaşanların daha kolay ve mutlu yaşadığı bir yer haline geliyor. Bu yeni dünyanın bize kazandırmaya başladığı alışkanlıklardan biri de başkalarıyla ortak çalışma alanlarını paylaşarak hep birlikte öğrenmek, çalışmak ve yaratmak.
Hazır ve sanal ofisleri saymazsak, bir hizmet ve tüketim biçimi olarak bu tür merkezlerin dünyada rüştlerini ispatlamaları sadece 5 sene öncesine dayanmakla birlikte hızla yaygınlaşıyorlar. 7 yıl önce San Francisco’da kurulan Citizen Space‘in dünyadaki ilk merkez olduğu söyleniyor. Türkiye’de ise varlıklarını 2-3 senedir duyuyoruz.
Dünyada ‘coworking space’ ve ‘shared office’
Bu sektörün öncü yayını DeskMag‘a göre bugün dünyada 100 binden fazla insan 3 binden fazla merkezde ortak çalışıyor. Merkezlerin büyük çoğunluğu bağımsız ama aralarında zincirleşen ve 20’den fazla şubeye ulaşanlar bile var. Kimi bağımsızlar da coworking visa benzeri uluslararası sistemlere dahil olarak, üyelerine diğer merkezlerden de faydalanabilme avantajı sağlıyor.
başında geliyor. 2.800m² alanda 70 farklı ekipten 200 kişiye hizmet veriyor.
sermaye çekme konusunda rekor kırıyor. 4.700m² alanı, 200’den fazla üyesi var.
700’den fazla mekânla sektörde başı çeken Amerika’dakilerin çoğu, aynı zamanda kuluçka merkezi işlevi görerek yeni girişimlerin başarısını arttırmaya yönelik seminerler, danışmanlık hizmetleri içeren girişim hızlandırma programları da yürütüyor. Bu tip yerlere kabul edilebilmek için üyelik bedeli ödemenin ötesinde sıkı bir girişimci olduğunuzu da ibraz etmeniz gerekiyor!
Diğer bir konu, bu alanları tercih edenler arasında internet odaklı yeni girişimlerin başı çekmesi. Öte yandan, ana hedef kitlesi sanat/beceri işleri yapanlar olan Collab, sağlık sektörüne odaklanan Blueprint veya sadece sosyal bir amaca hizmet edenlere yer veren CfSI gibi merkezler de mevcut. Az da olsa Wix Lounge gibi ücretsiz çalışma alanları da mevcut.
Çeşit görmek isteyenlere önerebileceğim tanıtım videoları: 125’ten fazla girişimci ekibe ev sahipliği yapan 1776, yakında 20. şubesini açacak olan We Work, 2 kadın tarafından kurulan 650 m²lik Makers ve Belçika’daki ClubHouse. Hâttâ uluslararası ‘coworking space’ rezervasyon siteleri Coworkify ve Deskwanted‘daki farklı ofis resimlerine de göz atabilirsiniz. Tüm bunlar eminim kendi ofis tasarımını yaratmak isteyenlere de ilham verecektir.
Daha derine dalmak isteyenler sektörün global düzeyde nabzını tutan Coworking.com‘a göz atabilir. Bu arada, 11-13 Kasım’da İspanya’da Avrupa Ortak Çalışma Konferansı düzenleniyor.
Türkiye’de ‘paylaşımlı ofisler’ ve ‘ortak çalışma alanları’
Ortak çalışma alanları genelde 100- 400m² arası büyüklükte, toplantı odaları, kafe düzeninde masaları, dinlenme alanı, mutfağı olan; internet bağlantısı, kilitli kasa, sürekli size özel masa/oda tahsisi gibi hizmetler sunan, sıcak içecek ve atıştırmalıkların ücretsiz ikram edildiği açık ofis olarak tasarlanan yerler. İsterseniz bu mekânları resmi şirket adresi olarak göstermeniz ve posta/telefonlarınızı takip ettirmeniz de mümkün. Saatlik 6-8 TL, günlük 20-30 TL, aylık 300-500 TL düzeyinde fiyatları var. Toplantı odalarını ayrıca kiralamak mümkün. Bazı mekânlar üyelerine yönelik çeşitli seminer ve başka etkinlikler de organize ediyorlar.
Bizim pek çok hazır/sanal ofis hizmeti veren firmamız veya yeni kurulacak girişimler için kuluçka merkezimiz var. Ama ‘ortak çalışma’ya odaklananların sayısı henüz bir elin parmaklarını geçmiyor. İşin bu tarafı biraz inişli çıkışlı. Henüz hem kurumlar hizmetlerini en uygun nasıl sunabileceklerini, hem de insanlar buralardan en iyi nasıl faydalanabileceklerini yeni keşfediyor. Bir iş olarak ortak çalışma alanlarının kârlılığını, müşteri açısından da alacağınız hizmetlerin anlamı ve değerini öngörmek zor sanki.
Ankara’da 2 sene önce kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu projesi olarak hayata geçen ve çok ilgi gören İş Kalesi‘nin ticari bir işe dönüştürülmesi denendiğinde başarısızlığa uğrayarak kapanması belki de bu zorluğa en iyi örnek. Kayıtları hâlâ rehberlerde mevcut ama varlıkları meçhul olan Burası ve İdeapol‘ü de unutmamak gerek.
Her şeye rağmen Türkiye’de bu işe bir seneden uzun süredir gözü kara bir şekilde yatırım yapan tek bir şirket var. O da yakında İstanbul’daki 5. şubesini açacak olan Arjantinli zincir Urban Station. Müşteri memnuniyeti ve kârlılık oranlarını bilemiyoruz ama kıt kaynakla ve kısa vadeli beklentilerle yola koyulmadıkları açık. Henüz açılalı bir yıl olmayan İstanbul’daki diğer bir mekân ise Yazane. Fiyatlarının yüksekliği eleştirilen bu mekân, anladığım kadarıyla %50’ye varan indirimlerle yoluna devam ediyor.
Peki böyle bir mekân da biz açalım dersek?
Bu iş zevkli, anlamlı ve büyüyen bir pazara hitap ediyor. Heyecan dolu insanlar, dinamik bir ortam, farklı proje ve etkinlikler… Yalnız bazı riskler ve dikkat edilmesi gereken noktalar var. Pazarın ve talebin henüz tam şekillenmemiş olması bunların başında geliyor. Yukarıdaki tanıtım videolarında yurtdışında hiç reklam/ tanıtım yapmadan kapasitelerini tam doldurduklarından ve 200 kişilik yer için 600-700 kişinin sırada beklediğinden bahsedenler vardı.
Bizde, en büyük hedef kitle olan genç girişimcilerin ulusal çapta ödüllü bir girişim yarışması veya desteği için seçme yapılacağı zaman bile başvuru sayıları bu seviyelere zor yaklaşıyor ki, bunların arasından bir başlangıç yapmayı başarıp ortak çalışma alanlarına talep gösterecekleri siz düşünün. Bunlar arasında öne çıkanların önemli bir kısmı da zaten ortak çalışma ofisi ihtiyaçlarını kuluçka merkezi gibi yerlerde karşılıyor. Yani kimse kapıya yığılmayacak, üyelerinizi tek tek siz kazanmak zorundasınız.
Önemli diğer bir hedef kitle ise bağımsız çalışan, serbest iş yapanlar. Bunların oranı da örneğin İngiltere’de %40 iken Türkiye’de henüz marjinal düzeyde. Üstelik, mevcut işletmecilerimizin yarattığı konseptler ve fiyatları da çok cazip değil ki; örneğin bir haber sitesinde okuyucular sunulanlarla fiyat düzeylerini karşılaştırarak “yuhh demek istiyorum” gibi yorumlar yapmışlar. 🙂
Kısaca, işletmeciler konseptlerini kendi pazarlarına daha uygun oluşturmak, iş ve gelir modelleri üzerine daha fazla çalışmak zorunda. Ortak çalışma alanı açacaklara yalın girişim yaklaşımını benimsemelerini öneririm. Konsepti oluştururken müşterilerinizin seçimlerini neye göre yaptıkları daima yol gösterici olacaktır. Ayrıca iş modelinizi kurarken üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve kamu ile ortaklık veya işbirliklerinden de kaçınmamak lazım. Talebin yüksek olduğu Amerika ve Avrupa şehirlerinde bile en büyük, etkili ve başarılı işletmeler bu yapıda çalışıyor. Ayrıca, ortağı olmayanların çoğu da sponsor firmalar ile işbirliği içinde. Tabi başarının ipuçlarına dikkat çektiğim kadar başarısızlık ipuçlarını da not etmem de gerek.
-Her gün gürültülü bir kafede çalışacağına buraya gel, zaten bizde kahve ücretsiz, daha hesaplı olur.
İşletmelerin yapacağı en büyük hata, kendilerini kahvenin aylık ön ödemeli alınarak ucuza getirildiği iş kafeleri olarak konumlandırmaları olacaktır. Bu tür bir ikilem her zaman artık toplantı odaları bile olan Caribou Coffee tarzı kafeler lehine sonuçlanır. ‘Kafe’ ve ‘ofis’ yanlış çağrışımlar değil tabi. Ama ‘yaratıcı, motive edici bir atmosfer’ veya ‘mini kampüs’ çağrışımlarının gücünü unutmamalı.
Aslında ezberden, kanıtsız varsayım ve öngörülerle hareket edilmediği sürece Türkiye’de de yurtdışındaki büyüme ivmelerini yakalamak mümkün. Self-servis ağırlıklı, ilk kurulum maliyeti düşündüren, ama işletme maliyeti nispeten düşük bir iş olduğuna göre, bence Ağaoğlu gibi sayısız yer sahibi ve IKEA gibi büyük bir mobilyacı ile ortak olunarak çok kısa sürede başarılı bir zincir kurulabilir. 🙂
Tabi, her şey sandalye masa değil, herkes elinde bir dizüstü bilgisayar, oturacak yer aramıyor. Esas olan, birlikte çalışmaktan memnun olan, kendini daha güçlü hisseden, fırsat ve olanakları artmış bir topluluk yaratabilmek. Dikkat çeken merkezlerin yarattığı değer bu.
Olmazsa olmaz şart, fonksiyonel ve konforlu olduğu kadar ilham verici bir ofis tasarımı. Zihninizin açılması için Betahaus öncülüğünde yapılan geleceğin ortak çalışma alanları tasarım yarışması kazananlarına bakabilirsiniz.
Biraz rakam konuşalım
Örneğin, Urban Station franchising ile büyüyor. Franchising bedeli m²’ye göre 50-100 bin TL arasında, uygun mekân büyüklüğü 200-1.000m² arası, yatırım maliyeti m² başına bin TL, talep edilen royalty bedeli cirodan %7 ve tahmin edilen net kâr %40. Yalnız, kendileri Maslak’taki 350m²lik 100 kişi kapasiteli ilk yerleri için 400 bin TL yatırım yapmışlar.
Diyelim ki bu şartlarda ofisi açtık. Tam kapasite çalışsa aylık gelir (100 kişi x 400TL) 40 bin TL olur. Üzerine toplantı salonu, kilitli kasa, büfe ve ek hizmet gelirleri de var. Bunlar için de bir %20 eklesek, olası en yüksek aylık gelir 48 bin TL oluyor. Böyle bir yeri 2 kişi çekip çevirse, ofis kirası ve faturaları, genel giderler derken mekâna göre 10 belki 20 bin TL gider çıkar ki, her hâlükârda iyi bir kazanç kalıyor geriye! Tabi kapasite tam dolarsa… Bir de, kapasite hayâl edilirken kişi başına düşen m²nin mekân lehine hesaplandığını veya kapasitenin ilk günden ve her ay tam dolamayacağını göz önüne alalım. Giderlerin %80’i sabit olsa, kapasite %40 dolsa maalesef gelir ve gider birbirine ancak denk gelir. Peki, işe ilk yatırdığımız 400 bin TLlik sermayenin geri dönüşü ne zaman olacak? İlk senaryoda 2 yıl içinde, ikinci senaryoda hiçbir zaman. Demek ki %40 net kâr beklentisi ile işe gözü kara girmektense çok titiz olmakta fayda var.
Okumaya doymadıysanız size artık ben yetişemem aşağıdan devam edin
Workplace Innovation Today: The Coworking Center Report [.pdf] 2014 (Güncelleme – Mart 2014)
Mobil çalışmayı iş fikrine çevirdi (Urban Station’ın Türkiye hikayesi) Milliyet 26 Ekim 2013
What makes a really effective co-working space? UK Jelly 7 June 2013
Why coworking spaces are here to stay Forbes 28 May 2013
Coworking: Is it just a fad or the future of business? Forbes 25 April 2013
Coworking desks accelerate business [Infographics]
3rd Global Coworking Survey The Coworking Forecast 2013
All eyes on the sharing economy Economist 9 March 2013
The new sharing economy Research study [.pdf]
serkan bey konuyla ilgili görüşmek üzere sizden geri dönüş bekliyorum.0533 036 7000
Merhaba Harun Bey. Yazımın ilginizi çekmesine sevindim, umarım faydalı olmuştur. Tabi bu yazıyı ben 3 sene önce yazmıştım. Şu anki güncel durumu, pazarı takip etmiyorum. Yanıltıcı olmak istemem. Selamlar, iyi seneler.
çok faydalı ve gerçekçi olmuş.söylediğiniz gibi çok büyük hayallerle açılıp fiyaskoyla sonuçanan çok yatırım var…dikkat etmek gerekiyor.bende ankara için düşünüyorum fakat bu işin bir kültür olduğunu hesaba katarsak kolay bir geri dönüş olmayacağı kesin gibi görünüyor.
Şu sıralar böyle bir girişimi gerçekleştirmek isteyen ben için oldukça yararlı bir yazı oldu. Emek için teşekkürler.
Teşekkürler Ümit Bey. Hayırlı olsun girişiminiz!
selamlar.siz hangi il için düşünyorsunuz? araştırmalarınız neticesinde nasıl bir harita çizdiniz kendinize?işin potansiyeli ile istanbul dışında nasıl bir yorumunuz var?
çok faydalı bir yazı teşekkürler
İşinize yaradığına sevindim.